Türk kahvesi’ni çok severim. Lezzeti, sunumu ve sosyal yönüyle dünyadaki en önemli içeceklerden biridir.
New York’ta katıldığımız IgniteNYC 2010 etkinliğinde Kahvenin Antropolojisi sunumunda Türk kahvesinden ve Osmanlı’daki kahve kültüründen bahsedildiğinde tebessüm etmiş, kendimize ait değerler hakkında bile yabancılar kadar yazıp, konuşamadığımızı düşünmüştük.
Bugün, bir Türk kahvesi pişirme denemem daha başarısızlıkla sonuçlanınca, “lezzetli bir Türk kahvesi pişirmek zor olmamalı” dedim ve bu konuda yazmaya karar verdim.
Sonuçta, lezzetli bir Türk kahvesi için:
- Kaliteli, taze bir kahve
- Şeker
- Su
- Kahveyi pişirecek bir alet ve bir enerji kaynağı
olması, kahve, şeker ve suyu doğru miktar ve oranda kullanmak, sıralamayı ve zamanı iyi ayarlayıp, kahveyi üç kez kaynatıp, köpüğü fincanlara aktarmak, sonra da kahveyi fincanlara dağıtmak yeterli. Bakır bir cezve veya kahve pişirme makinası, bunlar yoksa alüminyum veya çelik bir cezve, işinizi görebilir…
Kolay olanı yapmak zordur
Güzel kahve pişirebilen insanların, bakır cezvede de, kahve pişirme makinalarıyla da, buldukları herhangi bir cezveyle de bunu yapabiliyorken, bir çok insanın makinadan yardım da alsa, en kaliteli kahveyi de kullansa; iyi bir sonuç elde edememeleri az gördüğüm bir durum değil. Ya köpüğünü tutturamayız, ya şekeri doğru değildir, ya kahvenin tadı acı ve suludur. Hepsini başarabilen, sunumu yaparken kahveyi döküp ortalığı batırır.
Aslında,
Kolay görünen başarıların hiç biri kolay değildir.
Evet, biraz eli tutan herkes, bir karışımı fincanın içinde kahve görüntüsünde sunabilir.
Peki Beyoğlu’ndaki Mandabatmaz‘da , Sivas’taki Çerkezin kahvesi‘nde veya İzmir’de Şükrü bey’in kahvesi‘nde içtiğimiz kahveyi o kadar lezzetli kılan nedir?.
Geri izleme: Müşterinizin umrunda değilsiniz | Devrim Demirel
Geri izleme: Girişimci dediğin dikkatli olur | (1) Devrim Demirel