“Büyüğüm” diye bağırdıkça küçülüyorsun. Sıkıcı, itici oluyorsun. Beğeniliyorsan, iyi işler yaptığından, çok kazanıyorsan, işini iyi yaptığından. Bunu dillendirirken “kendini beğenmişlik” yaptığında, iyi yapmıyorsun.
*** alanında karlılığı en iyi şirketiz *** alanında en çok ciroyu biz yapıyoruz Türkiye’nin en hızlı büyüyen *** şirketiyiz Türkiye'nin en beğenilen şirketiyiz ***, Türkiye'nin En Iyi *** Şirketi Türkiye'nin en çok kazanan *** şirketiyiz
En’im, çok’um, muhteşem’im:
En iyi olmak için
iyi –> çok iyi –> en iyi
Bir şeyin “en çok” sende olması için
sende var olması –> çok olması –> en çok olması
gerekmiyor mu?
Gerçekten “en iyi” olduğunu varsayalım. En iyi olduğunda, iyi olmayı bırakarak, ne yapıyorsun?
Bırakın, iyi olduğunuza, büyük olduğunuza, değerli olduğunuza veya beğenildiğinize “müşteriler” karar versin.
—
Çok güzel bir kız, süslenmiş, püslenmiş, kendini anlatıp duruyormuş, ne kadar beğenildiğini, ne güzel olduğunu… Aşka gelip, yeni kıyafetlerini göstermiş ve sormuş: “Güzele ne yakışmaz?”
Aldığı tek bir cevap olmuş:
– Böyle konuşmak yakışmaz*
*Teşekkürler, BKA..