Güzele ne yakışmaz

05 Ekim 2011

“Büyüğüm”  diye bağırdıkça küçülüyorsun. Sıkıcı, itici oluyorsun. Beğeniliyorsan, iyi işler yaptığından, çok kazanıyorsan, işini iyi yaptığından. Bunu dillendirirken “kendini beğenmişlik” yaptığında, iyi yapmıyorsun.

*** alanında karlılığı en iyi şirketiz
*** alanında en çok ciroyu biz yapıyoruz
Türkiye’nin en hızlı büyüyen *** şirketiyiz
Türkiye'nin en beğenilen şirketiyiz
***, Türkiye'nin En Iyi *** Şirketi
Türkiye'nin en çok kazanan *** şirketiyiz

En’im, çok’um, muhteşem’im:

En iyi olmak için

iyi –> çok iyi –> en iyi

Bir şeyin “en çok” sende olması için

sende var olması –> çok olması –> en çok olması

gerekmiyor mu?

Gerçekten “en iyi” olduğunu varsayalım. En iyi olduğunda, iyi olmayı bırakarak, ne yapıyorsun?

Bırakın, iyi olduğunuza, büyük olduğunuza, değerli olduğunuza veya beğenildiğinize “müşteriler” karar versin.

Çok güzel bir kız, süslenmiş, püslenmiş, kendini anlatıp duruyormuş, ne kadar beğenildiğini, ne güzel olduğunu… Aşka gelip, yeni kıyafetlerini göstermiş ve sormuş: “Güzele ne yakışmaz?”

Aldığı tek bir cevap olmuş:

– Böyle konuşmak yakışmaz*

 

 

 

 

 

*Teşekkürler, BKA..

 
Bu yazı Girişimcilik kategorisine gönderilmiş.